Kahveyle ilgili merak edilen konular arasında kahvenin asiditesi tadını ve içimini nasıl etkiler konusu bulunuyor. Kahvenin tanımlarında sıkça karşılaşılan asiditenin ne olduğu ve etkileri öğrenilmek isteniyor. Böylelikle hangi kahvenin alınacağı veya asiditeye neden dikkat edilmesi gerektiği öğrenilebiliyor. Asiditenin tat ve içime etkileri ile merak edilen tüm sorular bu içerikte cevap buluyor.
Kahve Asiditesi Nedir?
Kahve içerisindeki asit ile baz dengesine ifade eden kavrama kahvenin asiditesi deniyor. Aynı zamanda kahve içerisinde doğrudan bulunan asitleri ifade ediyor. Ayrıca kahvenin ekşiliği ve canlılığı olarak da ifade edildiği görülüyor.
Kahve içerisinde bulunan asidite 1-10 arasında bir değer alıyor. Kahve türü, kahve demleme ve kahve kavurma gibi uygulamalar doğrultusunda bu değerlerin değiştiği görülüyor. Ayrıca asidite söz konusu kahvenin yumuşak veya sert olduğunun ifade edilmesinde de faktör olarak yer alıyor. Bunun dışında hazırlanan sıcak kahvenin soğumaya başlaması asitlik oranının artmasında da etkili oluyor.
Kahve Asiditesi Kahve Tadını Nasıl Etkiler?
Kahvelerin asiditesi kahve tadını etkileyen faktörler arasında bulunuyor. Asidite oranı düştükçe kahvenin acılığı azalıyor. Buna bağlı olarak asidite oranı yüksek olan bir kahvenin daha tatlı olduğunu söylemek gerekiyor.
Kahve asiditesi düşük olan kahvelerin çiçeksi ve topraksı aromalara sahip olduğu görülüyor. Bunun aksi olarak asiditesi yüksek olan kahvelerin ise tatlı ya da acı aromalara sahip olduğu görülüyor. Bunun dışında asidite kahvenin canlılığını ifade etmek için kullanılıyor.
Bir kahve tüketildiğinde ağızda aroması algılanmıyorsa bu kahvenin asiditesinin oldukça düşük olduğunu tahmin etmek gerekiyor. Tam tersi şekilde ağızda kahvenin aroması yoğun olarak algılanıyorsa daha canlı ve yüksek asiditede olduğunu bilmek gerekiyor.
Kahve Asiditesi Kahve İçimini Nasıl Etkiler?
Kahveler içerisinde bulunan asidite içim üzerinde de etkili oluyor. Buna bağlı olarak düşük asiditiye sahip olan kahve kişilere yumuşak içim imkanı verirken yüksek asiditeye sahip olan kahve sert içim imkanını veriyor.
Kahvenin asitliğinin az olması aroma oranının az görülmesine neden oluyor. Buna bağlı olarak da düşük asiditeli kahveler daha az aroma içererek kişilere tüketim imkanı veriyor. Asidite oranı arttıkça aroma artışı yaşandığı içinse yüksek asiditeli kahvelerin daha aromalı olduğunu ve bu sayede damakta aromalı tatların algılanacağının bilinmesi gerekiyor.
Kahvelerde Bulunan Asitler Nelerdir?
Kahvelerde tadım ve içimi etkileyen asidite çeşitli asitler sayesinde oluşuyor. Asit ve baz dengesinin ifade edildiği asidite sayesinde bir kahvenin hangi tat ve kıvamda olacağı anlaşılıyor. Ayrıca üretim aşamasında tercih edilen asidite değerleri doğru kahvenin elde edilmesinde de etkili oluyor.
Kahvelerde yaygın bulunan asitleri şunlar oluşturuyor;
- Malik asit (elma, armut, şeftali, erik notaları)
- Sitrik asit (greyfurt, portakal ve limon notaları)
- Klorojenik asit (meyve ve sebze notaları)
- Fosforik asit (mango, mandalina, portakal ve limon notaları)
- Klinik asit (ekşi notalar)
- Tartarik asit (şarap ve üzüm notaları)
- Asedik asit (tatsız notalar)
Bu asitlerin kahve üzerindeki etkileri farklılık gösteriyor. Bu nedenle asitlerin etkilerinin bilinmesi ve kahve tercihinde bu asitlerin göz önünde bulundurulması gerekiyor.
En Düşük Asiditeye Sahip Kahveler Hangileridir?
İnsanlar kahve satın almak istediklerinde paketler üzerinde düşük asidite ibaresiyle karşılaşabiliyor. Bu ibare kahve içerisinde asit oranının daha az olduğunu ifade ediyor.
Asidite oranı en düşük olan kahveleri ise şunlar oluşturuyor;
- Kopi Luwak kahvesi
- Brezilya Cerrado kahvesi
- Antiqua kahvesi
- Meksika kahvesi
- Guatemala kahvesi
- Nikaragua kahvesi
- Sumatra kahvesi
- Kolombiya kahvesi
Bu kahveler asit oranları dışında karakteristik özelliklere sahip oluyor. Böylelikle insanların asit oranına göre kahve seçimi yaparken farklı kriterleri dikkate almaları sağlanıyor.
Düşük Asiditeye Sahip Kahvelerin Özellikleri
Kahvelerin asit oranının düşük olması çeşitli özelliklere sahip olmalarına yardımcı oluyor. Bu özelliklerden ilki kafein oranının daha az olması oluyor. Bu sayede düşük asitli kahveyi içen kişiler daha az kafein tüketmiş oluyor.
Bu tür kahveler aynı zamanda uyku üzerinde etki oluşturmuyor ve bu kahveyi içen kişiler rahat uyku uyuyabiliyor. Düşük asiditeye sahip olan kahvelerin bir diğer özelliği ise hazımsızlık üzerinde etkili olmamaları oluyor. Böylelikle kahveler sağlığı olumsuz etkilemezken rahatlıkla tüketilebiliyor.
En Yüksek Asiditeye Sahip Kahveler Hangileridir?
İnsanlar kahve satın almak istediklerinde paketler üzerinde yüksek asidite ibaresini görebiliyor. Bu ibare kahvenin asitlik oranının yüksek olduğunu ifade ediyor.
Asidite oranının yüksek olduğu kahveleri ise şunlar oluşturuyor;
- Espresso kahve
- Osmanlı kahvesi
- Kolombiya kahvesi
- Amerika kahvesi
- Dibek kahve
- Kremalı kahve
- Motta
- Sade kahve
- Menengiç kahvesi
- Türk kahvesi
Bu kahvelerde asit oranı yüksek olmasına rağmen sahip oldukları aroma ve tatlar farklılık gösteriyor. Bu nedenle seçim aşamasında tat tercihinin de dikkate alınması gerekiyor.
Yüksek Asiditeye Sahip Kahvelerin Özellikleri
Kahveler içerisindeki asidite oranın yüksek olması kahvenin çeşitli özelliklere sahip olmasını sağlıyor. Bu özelliklerin başında kahvenin canlı tada sahip olması oluyor. Böylelikle asiditesi yüksek kahve tüketildiğinde damakta eşsiz bir tat bırakarak uzun süre etkisini sürdürüyor.
Yüksek asiditeli kahvelerde yoğun tat görülmesinin yanı sıra görülen aroma meyve aromaları oluyor. Böylelikle tüketim sonrasında meyve tadının damakta kalması mümkün oluyor. Bu türdeki kahveler aynı zamanda sert olarak adlandırılıyor.
Kahvedeki Asidite Hangi Faktörlerden Etkilenir?
Kahveler içerisinde bulunan asitide faktörler doğrultusunda değişime uğruyor. Asidite üzerinde etkili olan faktörleri ise şunlar oluşturuyor; kavurma derecesi, demleme yöntemi, kahvenin yetiştirilme koşulları, kahvenin yıkanmış olup olmaması, öğütme derecesi ve kahvenin soğuma durumu oluyor.